Iradeyi Sakatlayan Haller Nelerdir? Bir Nevi “İrade Kırılganlığı” Üzerine Mizahi Bir Bakış
Herkese Merhaba! İrade, Bazen Koltuğun Rahatlığında Kaybolur
Bazen hayat, “azim ve irade” üzerine bir film gibi geçer. Her şey o kadar güzeldir ki, sabah güne başlarken “Bugün her şeyi yapacağım!” diye içinden geçersin. Fakat birkaç saat sonra koltuğun derinliklerine gömülmüş bir şekilde, yalnızca elindeki dondurmanın son parçasına göz dikmiş olursun. Evet, irade böyle bir şeydir: bir an güçlü, diğer an tam tersi… Bu yazıda iradeyi sakatlayan halleri mizahi bir şekilde ele alacağız ve neden bazen her şeyin yolu “bir dondurma daha” olmaktan geçiyor, bunu keşfedeceğiz!
Şimdi, gelin birlikte irademizi sakatlayan bu tuhaf hallerin ne olduğunu görelim. Hem erkeklerin çözüm odaklı bakış açılarıyla, hem de kadınların empatik bakış açılarıyla! Unutmayın, bu yazıdaki her şey gerçek olsa da… belki bir gülüşle kırılabilir!
Erkeklerin İrade Sakatlama Stratejileri: “Hedefe Odaklan, Ama Bir Bakalım…”
Erkeklerin iradelerini sakatlama konusundaki en klasik hareketi, çözüm odaklı düşünmeye başlamaktır. Gerçekten, neden irade kırılgan hale gelir? Çünkü erkekler genellikle “çözüm odaklıdır”. Bir hedef belirlerler: “Bugün spor yapacağım!” diye kendilerine söz verirler, sonra o hedefi ne kadar ciddiye alırlarsa alsınlar, birden kendilerini “Hımm, belki bir maç izlesem de, sonra yaparım!” diye düşündükleri bir durumda bulurlar.
Erkeklerin stratejisi basittir: Sporu ertelemek için bir çözüm bulmak. O anda yalnızca “şu an ruh halim buna elverişli değil” diyerek kendi iradelerini sakatlama yoluna giderler. Ve bir anda odaklanma kaybolur, hayalleri suya düşer. Ama unutmayın, erteleme stratejisi asla yerini bulmaz… çünkü bir dahaki hafta da, belki bir dondurmanın tadı öne çıkar!
Kadınların İrade Sakatlama Yöntemleri: “Ama Biraz Kendime İyi Davranmalıyım!”
Kadınlar, irade sakatlamayı çok daha zarif bir şekilde yaparlar. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, kadınlar genellikle empatik düşünürler. Yani hedeflerine ulaşmaya çalışırken, o an kendilerini “iyi hissetme” ve “kendilerine biraz şefkat gösterme” isteği içinde bulurlar. Bu çok tatlı bir şeydir, ama aynı zamanda iradenin sakatlanmasının en büyük nedenlerinden biridir.
Kadınlar, belirli bir hedef koyup onu başarmaya çalıştıklarında, bazen kendilerine karşı çok nazik olurlar. “Biraz dinlenmeye ihtiyacım var, sonra kesin yaparım” diyerek içsel bir empati yaratırlar. Ama bu empati de zamanla kendilerini iradesiz hissettiren o korkunç döngüyü başlatabilir. Fakat sonuçta, “bugün kendimi dinlendirmek” masum bir düşünceyle başlasa da, sonunda o hedefin biraz daha geriye kayması söz konusu olur. Çünkü, bazen “kendi iyiliğimiz” için her şeyi ertelemek en iyi çözüm gibi görünür!
İradeyi Sakatlayan 3 Büyük Etken: Son Dakika Uyanışları
1. Düşünme Hatası! – Erkeğin çözüm odaklı yaklaşımının ve kadının empatik bakış açısının birleştiği nokta şudur: Her iki taraf da aslında “hızlıca bir çözüm bulduklarını” düşünürken, sorunun sadece daha sonra çözülecekmiş gibi hissettikleri bir “yalan” olduğunun farkına varırlar. “Ben biraz dinleneyim, sonra yaparım” derken, aslında hiç yapmamayı kabul etmiş olurlar!
2. Zamanın Kaybolması – Eğer bir şeyin ertelenmesi gerekiyorsa, işte o şeyin zamanla bir hal alması işin kolay kısmıdır! Kadınlar, “bir çay içip meditasyon yapayım” diye başlarlar, ama bir bakmışsınız dört saat geçmiş. Erkekler içinse, “hemen halledeyim” dedikleri şey, bir anda maç izleme stratejisine dönüşür. Zamanın ne kadar hızla geçtiğini fark etmeyen herkesin iradesi kırılır.
3. Çevresel Faktörler! – Çevremizdeki şeyler, irademizi etkileyen büyük faktörlerdir. Mesela, o tatlı dondurma, o sevimli peluş ayıcık ya da televizyon. Ne zaman bir hedef koymaya kalksak, aniden “şu diziyi izlemem gerek” veya “bu çikolata tabağını bitirmem lazım” düşünceleri devreye girer. Böylece dışsal faktörler, iradeyi sakatlamanın en büyük baş aktörleri olur!
Sonuç: İrade, Kırılgan Ama Yeniden Sağlamlaştırılabilir!
Sonuç olarak, iradeyi sakatlamak oldukça kolay bir şeydir! Hem erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı, hem de kadınların empatik bakış açısı bazen bizi yolda tutmak yerine, aniden sürükler. Ama unutmamalıyız ki, irade ne kadar kırılgan olsa da, onu yeniden güçlendirmek de mümkündür. İrade, sadece bazen bir dondurmanın tatlı cazibesine, bazen de bir televizyonun huzurlu görüntüsüne kaybolabilir. Önemli olan, sonra tekrar kalkıp yolumuza devam edebilmektir!
Peki ya siz? İradeyi sakatlayan en büyük etken nedir? Hedefinize ulaşamadığınızda en çok neyi bahane ediyorsunuz? Yorumlarınızı paylaşın, birlikte gülümseyerek bu irade macerasına devam edelim!